3. Baskı

Protesto, bir yaşam biçimidir.
Baskılardan baskı beğeneceğiniz Son Mahalle Baskısı'nın yeni yazısında, her mahalle baskısının temelinde yatan bir kavrama doğru kısa bir yolculuk yapalım mı? Baskıların anlaşılmadan köklendiği yer: Aile Baskısı.

Aile; evlilik bağıyla bağlı anne ve babanın çocuklarıyla bir araya getirdiği, toplum içindeki en küçük bütüne verilen isimdir.

Birbirine sıkı sıkıya bağlı bir ailenin ilk göz ağrısı olarak hayata gelip, her konuda üzerine titrenmesinden, küçük ve sevimli hallere, aile içinde yaşanan sorunlar ve üstlenen sorumluluklara kadar verilen birçok kavgada -aile ağacından dökülen yapraklar misali- bilinç dışında gelişen baskıların rolü olduğunu biliyor musunuz?




"O, öyle olmaz. Çünkü bunlar bizim prensiplerimiz, bu şekilde davranmak sana yakışmaz" baskılarıyla belirlenmiş bilinçdışı kurallar, bir birey olarak var olmaya çalışan herkesin karşısına adeta bir Çin Seddi çeker. Bu prensipler ailedeki ebeveynler tarafından belirlenmediği gibi, ilk kimin bu sınırları belirlediği de adeta bir muammadır. Bir zamanlar herkesin kendi sınırlarını kendinin belirlemesi gerektiğine inanan bir ergen olarak çıktığım bu yolda, şimdilerde çıkış yolunun ışığını görüyor olmak gerçekten mutluluk verici.

-------

Kimseyi suçlamak ya da yermek gibi bir niyetim olmadığının altını çizerek başlayacağım söze. Bu, daha önce de dediğim gibi, bir kendini tanıma yolculuğu. Lütfen ekranlarınızın ışığıyla biraz oynayın, çünkü ışığa yaklaşmadan önce gözlerinizin alışması size kolaylık sağlayacak.

-------

Aile dediğimiz şey - Çin Seddi'nin çıkışındaki ışığa daha da yakınlaştıkça, az önce bahsettiğim şeklinden çok daha başka şeylere dönüştü benim için. Bu kutsal yapı için "her üyesinin ayrı birer birey olarak var olduğu, toplumun en küçük bütünüdür" demek daha anlamlı artık. Bunu oluşturmak da ancak herkesin kendi sınırlarını belirleyebilmesiyle ve o sınırları her an daha da genişletmesiyle mümkün.

Her şeyin öncesinde aslında çoğumuzun içinde yaşadığı gibi benim ailem de, hayatın her anına travmatik bir şekilde dokunan o ilkel baskılarla örülüydü. Aileyi bir arada tutan baba figürü, çocuklarına bakmakla yükümlü anne figürü ve biz kardeşimle oluşturduğumuz çocuklar olarak birbirinden apayrı hayatlara savrulmak üzereydik. Herkes olması gerektiği için bir aradaydı sanki. Paylaşılan şeyler yüzeysel, aile bireyleri birbirine kırgın ve kızgın, kurallar ise katıydı. Burası bir şirket miydi, yoksa en özel olması gereken yer miydi? Her şey birbirine karışmaya başlamıştı. Sonra bir gün, yaşadığımız tüm sorunlar, çözüm üretebilmek için beni harekete geçirdi ve derin uykumdan uyanmamı sağladı. Bizi bir arada tutan şeyin, bilişsel mirasımız olan toplumsal baskılar olmadığını fark etmemle birlikte biz de aile olarak evrilmeye başladık.

Yazıya ilham olduğunu düşündüğüm elimde saçlarımı tuttuğum fotoğraf, her şeye karşı durduğum protest yapımı ifade etsin sizler için de. Birileri tarafından konmuş anlamsız prensipler, kurallar ve sınırlar, benim için protesto edilecek güzel birer bahaneye dönüşmeye başladı bir zaman sonra. Ben, içinden geçtiğim tüm sınavları birer protestoya dönüştürdüm ve ifade etmek istediğim şeye dikkatleri çekebilmek için bazen saçlarımı pembeye boyattım, bazen kestirdim, burnuma piercing taktırdım, saçlarımı uzattım, sonra olmadı yine kestirdim. Yani o ilk başta bahsedilen "prensiplerimizin" dediği gibi "kadınların saçları uzun olmalı" baskısına karşılık, fotoğrafta gördüğünüz gibi kısacık kestirdiğim saçlarımla, hem hayatı basitleştirmiş hem de kendi sınırlarımı kendim belirlemeyi başarmıştım. Yani sadece davranışsal olarak bir tavır takınmak bile yetmeye başladı. Benim inandığım şeyler uğruna takındığım bir tavrım vardı, bu tavırsa sınırlarımı belirlemeye başladı. Bunu her defasında herkesin karşısında dile getirdim. Bende işe yaradı, şimdi sıra sizde ve sizlerde bir şeyler uyandırabilmekte.

Benim ailem, bahsettiğim o ergenlik günlerimden bugüne çok güzel bir yere evrildi, kendi sınırlarını belirleyerek ve her bir üyesinin kurallarına saygı duymaya başlayarak. Eski zamanlardaki aile meclislerinde olduğu gibi herkes fikrini beyan etmeye, tavrını belli etmeye ve açık olmaya başladı. Elbette ki bir anda olmadı hiçbir şey. Biz bugüne gelene kadar yüzlerce travmadan, uzun kavgalardan, korkunç ağlama krizlerinden, öğrenilen deneyimlerden ve her şeyden önce de saygıdan geçerek baskısız bir meclis oluşturmaya başladık. Birbirini dinleyebilen, anlamak için çaba sarf eden ve birbirine saygı duyan bir meclis.

Biz çok güzel bir ailenin içinde uyandık şimdi. Dilerim ki uyandığınız her farkındalık, sizi de kendi sınırlarını kendi belirleyen, geçmiş baskılar mirasını geride bırakmış bir aileye doğru evirir. Aile baskılarından sizi arındırır ve özgür ruhlar olarak ışığa doğru ilerlemenizi sağlar.

Bir sonraki yazıda buluşmak umuduyla...

Yorumlar

Popüler Yayınlar